Kayıtlar

Nisan, 2017 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Ah Çocukluğum, Çocukluğum...

     ''Hey çocuk!'', ''Ayol daha çocuk bu!'' ve bir de ''Sen büyüme, hep çocuk kal, masum kal...''gibi gibi... Hayatımızda yeri yadsınamaz bir dönemdir çocukluk ve yukarıda yer verdiğim gibi pek çok cümlede geçer kendileri... Yaşın kaç olursa olsun sen ve çocuk/çocukluk kelimesi aynı cümlede karşılaşıverirsiniz aniden. Tesadüf mü bu? Değil, bu çok açık.      Çocukken ne çok ağlardık. Hem de boyumuzdan küçük meselelere. Yok oyuncağım kırıldı, yok istediğim alınmadı, ama bu haksızlık filan... Fark ettin mi ortak noktasını o gözyaşlarının? Bir şeyler istediğin gibi gitmedi? Şimdi büyüdün değil mi? Kocaman oldun. Hayatın yükü omuzlarında. Ay çok yazık sana! Geçen gün ağlarken gördüm seni? Nedenini sordum. Uzun uzun anlattın. Ne geldi aklıma biliyor musun? Yine bir şeyler istediğin gibi gitmemiş. Ve sen yine hüngür hüngür ağlıyorsun. Yazık. Çok yazık. Hayatı fazla ciddiye alıyorsun.      Ne çok gülerdik çocukken. Ama yetişkinler gibi yarım...

Değerliyim, Değerlisin, Değerliyiz, Falan Filan...

Resim
     Hiçbir varlık, canlı ya da cansız, gereksiz değildir bu alemde. Yaz ayında elinizle kovaladığınız sivrisinekten tutun da altından geçtiğiniz ağacın dalından kopup ayak ucunuza düşen sararmış bir sonbahar yaprağına kadar... Hepsi değerlidir, gerçekten, hepsi! İnsanlar! Onlar da değerlidir. Genci yaşlısı, kadını erkeği... Ne güzel değil mi böyle düşünmesi! Yanlış demiyorum söylediklerime fakat sözde kalıyor ya hani. Sohbetlerde güzel güzel dökülüveriyor dilimizden de sonra havaya karışıp yok oluyor ya ''Herkes değerlidir'' düşüncesi. Ne acı değil mi?      Evin küçük oğlu ile onun kız kardeşi birlikte oyun oynuyordu. Oğlan meraklı ve aceleci, kız özenli ve dikkatli. Aceleden mi ne kırıverdi oyuncağı oğlan. Eyvah! Sesi duyan anne ve baba hemen kardeşlerin yanına geldi. Ve işte o soru: ''Hanginiz yaptı?''. Bir dakikalık bir sessizlik. ''Ben yaptım!'', dedi kız kardeş ve güzel bir azar işitti. Neyse ki bu sefer okkalı bir tokata den...