Siz Bu Hikayenin Neresindesiniz?
"Bende hiç tükenmez bir hayat vardı
Kırlara yayılan ilkbahar gibi
Kalbim hiç durmadan hızla çarpardı
Göğsümün içinde ateş var gibi"
( Çocuklar Gibi şarkısından, söz: Sabahattin Ali)
Hepimizin tükenemez bir hayatı vardı. Çocukluk, göğsümüzün içinde yanan hayat ateşini yönetebilme çabası değil miydi? Ve biz o ateşi idare edebileceğimiz sınır kadar büyütmüş ve bir süre çizdiğimiz sınıra yakın çizgilerde günlerimizi, haftalarımızı ve yıllarımızı devamlamışızdır. Sınır yaşamımızı sürdürme amacımızdır. Ne yazık ki çoğumuzun yeni bir güne başlama sebebi olan bireysel hayat ateşi (yol haritası) artık eskisi kadar heveslendirmemektedir kendisini ve ruhları uzun zaman önce sönük bir ateşe dönüşmüştür. Düşünelim, kişi yürüdüğü yoldan heyecan duymuyorsa hevesi, hedefi çoktan göreve dönüşmüşse niçin yoluna devam eder? Peki ya sizin kalbinizi ve kanınızı sıcak tutan yaşam ateşiniz? Sormak isterim size, ılık bir bedene sahip olmanızın ve ertesi güne uyanmanızın amacı nedir?
İki beyaz altın özelliğimiz, merak ve hayret ile doğduk biz. Küçücük bir çocukken ne çok şey için kocaman açardık gözlerimizi. Konuşabilmeye başladığımızda "merak" beyaz altını da hediye edilir bize. "Anne bu ne?" sorusunu kaç kez sorardık gün içinde... Saymayın bile. Yetişkinlerin bu soruları cevaplamaktan sıkılması aslında pek de önemli değil. Kendi kendime saatlerce hiç sıkılmadan oyun oynayabilen bir çocuktum. Sessizce etrafımda olan biteni incelediğim ve sorguladığım çok olmuştu. Hatırladığım kadarıyla sessizce ama çok sayıda soru sorardım. Merak merak merak... Kendi hayat ateşimde yani 22 yıllık yol haritamda ilginç olan şudur, üniversiteye giriş sınavının ilk basamağına sayılı günler kalmış, çalışkan ve azimli bir öğrencilik hayatım olmuş, en başından beri, okul başarısı benim için sadık bir yol arkadaşı gibiymiş ama kalpten inandığım ve beni heyecanlandıran bir hedefim yokmuş. Hedefim "Sen ne okuyacaksın, mezun olunca ne iş yapacaksın sen bakalım kızım?" diye soranlara sunmak istediğim savunmadan ibaret de olmamalıydı! Hedefim şu sorulara cevap vermeli, cesur gençlik ateşimi (ve sonrasında bedenimi her yaşta ılık tutacak olan bireysel hayat ateşimi) kimler uğruna ya da hangi hedef uğruna elime almak ve yönlendirmek istiyorum ben? Yani başka bir ifade ile, NE YAPMAK İÇİN GELDİM, HANGİ HEDEFE ULAŞMAK UĞRUNA YAŞIYORUM? BENİM RUHUM HANGİ YOL ADINA DEVAMLI UYUYOR VE UYANIYOR... BANA HEYECAN VEREN "HADİ MİNE ECE" ÇAĞRISININ KAYNAĞI KİM, NE? HAYATIN BENDEN TALEP ETTİĞİ HİZMET NEDİR?
Yeni yeni anlıyorum ki bireysel ateşimin ertesi güne uyanma azmi BİLME ARZUSU kökenliymiş. BİLME VE MERAK EDENE AKTARABİLME ATEŞİ ! Üniversiteye giriş sınavlarım birer birer sonuçlandığında İngilizce öğretmenliği uygun bir seçim diye düşündüm ve devam ettim yoluma. Geçerli bir meslek, saygın ve geçimimi sağlamam için yeterli diye... İÇİMDE BİR ATEŞ YOKTU! Sönüktüm. 19 yaşında bitkin, ruhsuz, ateşsiz... Şimdi 22. yaşım, toplamda dört aylık dolu dolu geçen öğretmenlik tecrübem ve mezuniyet yılınının da getirdiği olgunlukla İÇİMDE BİR YANGIN VAR! AYDINLANMA VE NEFES ALDIĞIM SÜRECE AYDINLATMA UĞRUNA...
Merak edileni araştırmak, kavramak ve soranlara kolayca kavratabilmek... Bu gerçekten bir tutku, bir aşk, bir ateş ile eşdeğerde yoğunluğa sahip benim kanımda. "Hocam şu konuyu ne yapsam anlayamadım." diyen öğrencimden dersin sonunda "Gerçekten siz anlatınca kolayca anladım, teşekkür ediyorum!" cevabını aldığımda "İşte bu!" diyorum içimden. "İşte bu! Benim yeni güne uyanma sebebim tam da böylesi anlarda gözlerimde yanan SEVİNÇ ATEŞİnden geliyor ve gelecek. Bir de kolaylaştıran kişi olmak, öğrencinin kalbinde bir süper kahramana dönüşmek... İşte benim yol haritamın YANGININI sürekli tutan ateş buradan geliyor: kısaca "ANLAYABİLMEK VE ANLATABİLMEK" diyebilirim. Peki ya sizin ılık bir bedene sahip olarak günlerinizi tamamlamaya sevk eden motivasyonunuz nereden geliyor? Sokakta üzerinde bir battaniye ile sabahlayan evsiz vatandaşlarımız soğuk bedenleriyle yaşayabiliyorken...
Mine Ece
Yorumlar
Yorum Gönder