''İkimizin Yerine'' Filmi
Konusunu yazmayacağım çünkü izledikçe çözülen bir olay örgüsü var. Film boyunca tam her şey açıklığa kavuştu zannederken aklımız daha beter karışıyor. Sürprizinin bol olmasının yanında romantizmi ve dramı da bol. Oyuncular da oldukça başarılı. Duyguyu ve havayı oldukça iyi veriyorlar.
''Beğendiğiniz bedenlere hayalinizdeki ruhları koyup aşk sanıyorsunuz'' demiş ünlü yazar Shakespeare (Şekspir). Gerçekten o insanı sevdiğinize emin misiniz? Yoksa sizinki yalnızca bir takıntıdan mı ibaret? Birine takıntılı olmak ile aşık olmak farklı şeyler olsa da inanın arasındaki çizgi çok ince. Çünkü takıntıda da tutku vardır, aşkta da. Farkı ise iyiliğini istemek ya da zarar vermektir. Gerçek bir aşık seçtiği kişiye ulaşmak için onun canını yakmaz. Bilakis, gerekirse usulca hayatından çıkar. Ama ya takıntı...
Filmde dikkatimi çeken bir diğer mesele ise, başroldeki genç kızın tekdüze giden hayatından sürekli şikayet edip, hayatında bir değişiklik dilemesi. ''Ne olur bir şeyler olsun artık hayatımda!..'' Nasıl bir yükün altına girmek istediğinin farkında değildir. Filmin sonunda sorgulamadan edemiyoruz: Sıradanlık aslında iyi bir şey midir?
Duyguların suçu yoktur. Asıl hata, yanlış yaptığını bile bile davranışını sürdürmek ve yalnızca duyguları bundan sorumlu tutmaktır...
İyi seyirler...
Yorumlar
Yorum Gönder