Bir Garip Şeydir "Zaman"
Bir garip şeydir zaman. Hatta zamansızdır kimi zaman. Ansızın olan ya da bir ömre bedel gelen zamanlarda... Bir bakmışsınız bir saniye bir dakikaya eş olmuş. Hatta bir dakika bir ömre! Ya da ömür dediğimiz birkaç saniye kadar kısa ve anlamsız. Hınzır, acımasız...
Elle tutulur bir yanı var mıdır zamanın? Saat demeyiniz bana, özellikle de duvara astıklarınızdan hiç bahsetmeyiniz rica ederim. Yoktur zamanın bir ölçüsü, inanınız yoktur. Dün demişiz adına, bugün ya da yarın da denebilir, ne olmuş? Ay demişiz, yıl ya da mevsim, hiçbir faydası yok. Geçmiş zihnimizde tuttuğumuz sürece vardır. Gelecekse umuttan başka nedir ki zaten!?
Dün de bugündü, bugün de, yarın da bugün olacak elbet. Anı yaşamakmış, geçiniz bunları çok rica ederim. Dünden ders çıkarmadığımız ya da yarın için temkinli davranmadığımız bir anımız var mı Allah aşkına? Hepsi yoğrulmuştur hamurumuzda, bizi biz yapmıştır çoktan. Kimi zaman acıları kimi zaman mutluluklarıyla...
Yaşlanmak yıpranmakla birlikte anılıyorsa eğer, yıllara meydan okuyanlara da şaşmamalı. Ölçemiyorsak gerçek anlamda zamanı, ne kadar hissedersek o kadar uzuyor ya da kısalıyorsa eğer, demek ki genç kalanlar çok akıllı! Onlar ki korkulara, acılara, ayrılıklara ya da mutluluklara gereğinden fazla anlam yüklemez, değer vermezler. Şımartmazlar onları. Çünkü bilirler ki fazlası zarardır, abartmak mahveder insanı. Yer bitirir, yıpratır.
Zamanın birinde, zamansız bir anda ama aslında tam zamanında öyle bir şey olsun ki, zaman dursun ya da deli gibi aksın, nasıl isterseniz. Bir şeyler olsun hayatımızda. Güzel ya da çirkin, orası kader... Ama o anı tarif etmenizi rica etsem sizden, kaç dakika ya da saat sürdü diye sorsam size, lütfen cevap vermek zorunda hissetmeyiniz kendinizi. İlla bir şeyler söylemek isterseniz eğer, haydi gelin uzun uzun bahsedelim şu zaman denen garip şeyden...
Elle tutulur bir yanı var mıdır zamanın? Saat demeyiniz bana, özellikle de duvara astıklarınızdan hiç bahsetmeyiniz rica ederim. Yoktur zamanın bir ölçüsü, inanınız yoktur. Dün demişiz adına, bugün ya da yarın da denebilir, ne olmuş? Ay demişiz, yıl ya da mevsim, hiçbir faydası yok. Geçmiş zihnimizde tuttuğumuz sürece vardır. Gelecekse umuttan başka nedir ki zaten!?
Dün de bugündü, bugün de, yarın da bugün olacak elbet. Anı yaşamakmış, geçiniz bunları çok rica ederim. Dünden ders çıkarmadığımız ya da yarın için temkinli davranmadığımız bir anımız var mı Allah aşkına? Hepsi yoğrulmuştur hamurumuzda, bizi biz yapmıştır çoktan. Kimi zaman acıları kimi zaman mutluluklarıyla...
Yaşlanmak yıpranmakla birlikte anılıyorsa eğer, yıllara meydan okuyanlara da şaşmamalı. Ölçemiyorsak gerçek anlamda zamanı, ne kadar hissedersek o kadar uzuyor ya da kısalıyorsa eğer, demek ki genç kalanlar çok akıllı! Onlar ki korkulara, acılara, ayrılıklara ya da mutluluklara gereğinden fazla anlam yüklemez, değer vermezler. Şımartmazlar onları. Çünkü bilirler ki fazlası zarardır, abartmak mahveder insanı. Yer bitirir, yıpratır.
Zamanın birinde, zamansız bir anda ama aslında tam zamanında öyle bir şey olsun ki, zaman dursun ya da deli gibi aksın, nasıl isterseniz. Bir şeyler olsun hayatımızda. Güzel ya da çirkin, orası kader... Ama o anı tarif etmenizi rica etsem sizden, kaç dakika ya da saat sürdü diye sorsam size, lütfen cevap vermek zorunda hissetmeyiniz kendinizi. İlla bir şeyler söylemek isterseniz eğer, haydi gelin uzun uzun bahsedelim şu zaman denen garip şeyden...
Yorumlar
Yorum Gönder